“ Elsa Schiaparelli kimdir, Elsa Schiaparelli hayatı, başarıları ve moda dünyasına kattıkları hakkında bilgi... ”
Tasarımcı Elsa Schiaparelli Kimdir?
AS”Kıyafet tasarlamak benim için bir iş değil, bir sanattır.”
1930’lu yıllarda moda dünyasına cesur ve farklı bir soluk getiren Elsa Schiaparelli moda tarihine birçok katkıda bulunarak adını ölümsüzleştirmeyi başardı.
Elsa Schiaparelli’nin Hayatı
10 Eylül 1890 yılında İtalya’nın Roma şehrinde Elsa Schiaparelli bilim ve edebiyatla uğraşan bir ailede dünyaya geldi. Dolayısıyla entellektüel bir çevrede yetişen genç Schiaparelli, felsefe okudu ve ebedi rakibi olan Coco Chanel gibi oyuncu olmak istedi. Ancak 1911’de şehvetli şiirlerini topladığı kitabı Arethusa’yı yayımladığında ailesi Elsa’yı manastıra geri göndererek açık cezasına çarptırılmasını istedi ve 2 yıl sonra özgürlüğüne kavuşan Elsa, Londra’ya giderek 1914’te konferanslarına gittiği Kont Wilhelm Wendt de Kerlor ile evlendi. New York a yerleşip felsefe dersleri verirken kocasının onu terketmesi üzerine modayla ilgilenmeye başladı.
New york da edindiği çevresinin yardımıyla dönemin çoğu sanatçısıyla tanışma fırsatı bulmuş hayallerini gerçekleştirmek uğruna kızını da yanına alarak 1920’li yıllar da Paris’e transfer olmuştur. Burada, Schiaparelli zamanının en büyük couture tasarımcısı Paul Poiret’yle tanışmasıyla asıl hikaye start verdi.
1928 de ilk dükkanını Rue de la paix de açmış, 1954’e kadar da açtığı modaevinin başında durmuştur. 30 lu ve 40 lı yıllarda o zamana kadar ki moda dünyasını oldukça değişik boyutlara sürüklemiştir.
Bu dönemde verevine kumaş kesimini keşfeden Elsa vücudu saran elbiselerle gece elbiselerine ayrı bir form kazandırmış, aynı zamnda vatka kullanımını aksesuara çevirmiştir.
Tasarım da avantgarde, formlarda kadının özgürlüğünden ve sanatta görülen sürrealist akımdan yana olan anti konformist bu tasarımcı, neon pembesinin moda olabileceğini göstermiş, şapka-ayakkabı gibi efsane modelleri ve Salvador Dali’den ilham alarak yarattığı ‘gözyaşı elbisesi’ ile akıllara kazınmıştır… Yaptığı bir çok tasarım tema bazlıdır…
Görünen fermuarlı yağmurlukların yaratıcısı (daha sonra bu fermuarlar renkli halleriyle moda dünyasını sarsmaya devam edeceklerdi) Mad Cap’te dahil olmak üzere birçok sıra dışı tasarıma imzasını attı. 1930’lu yılların sonlarına doğru Hollywood’un vazgeçilmez tasarımcıları arasında yer alan Schiaparelli, Agatha Christie’nin romanlarında da kendine haklı bir yer bulmuştu.
İlk kez temalı defileler düzenleyen, Picasso ve Dali gibi isimlerle sürrealizmi modaya nasıl sokabileceğini tartışan Elsa Schiaparelli, modayı o sterilize halinden çıkartmaya kararlıydı.
Tüvit malzemeden gece kıyafeti, suya dayanıklı taftadan yağmurluk, ayakkabı ve kuzu pirzola şeklinde de şapka yapmıştır. Yeni olan her şeye karşı büyük heyecan duymuş ve gelenekleri sarsmaktan, kumaş ve diğer malzemeleri farklı şekillerde kullanmaktan vazgeçmemiştir.
1932 yılında kırmızı kadife bolerolu bir elbise giyerek boleroyu popüler hale getirmiştir.
Böcekleri zincirlere dizip kolyeler, pirzolalardan şapkalar yapmak, eldivenlere tırnak motifleri işlemek, Salvador Dali’ye tuhaf desenler çizdirip, sonra da bunları o dönemin kokoş barones ve markizlerine moda diye sunmak risk almak demekti. Modayı, sadece bir davetten öbürüne koşturan kadınlar yerine çalışan, spor yapan ve aktif bir kadının hayatına göre düzenleyerek moda kurbanlarıyla dalga geçmek kaybetmeyi göze almak demekti.
Hayvanlar ve doğa da ki diğer canlılar onun ilham kaynağı olmuştur. Bu konuda okadar başarılıdır ki Yves Saint Laurent, John Galliano ve JP Gaultier ondan esinlendiklerini itiraf etmiştir… Tek rakibi ise Coco Chanel’dir.
Aralarındaki rekabet varsayımlarını doğrularcasına Chanel onun için “şu elbise yapan italyan”, kendisi de chanel için “şu sıkıcı burjuva” demiştir. Kendisi Chanel den farklı olarak kadınlara stil ve şıklık kazandırmaktan çok ilham verici bir misyon edinmeyi ve sürrealist tasarımlar yapmayı tercih etmiştir. Ama bir yandan dikiş makinasına hiç oturmadığı için bir çok dikimciye yaratıcılığı ters gelmiştir.
Kariyerini doruğa taşıdıktan sonra 1954’te modaevini kapattı ve anılarını yazmaya başladı. Onun unutulmayan vizyonu seneler geçmesine rağmen hafızalardan silinmedi ve modaseverler daima Schiaparelli’nin bir gün yeniden zirveye yerleşmesini sessizce beklemeye başladı.
İlhamlarının en başına sürrealizmi yerleştiren Elsa, 2. Dünya Savaşı’nın ardından gelen yeniliklere kapısını kapatınca işletmesinin kapıları da çok geçmeden 1954’te kapanmak durumda kaldı.
1954 yılında “Shocking Life” adlı otobiyografisini yazmaya başladı ve 1973 yılında Paris’te öldü.
Modaevini 2007’de satın alan Tod’s grubu büyük bir titizlikle çalışmalarını sürdürüyor. Parizyen tasarımcının 1954’e kadar adresi olan Paris’teki Vendome Meydanı’ndaki butiği, Paris Haute Couture Moda Haftası’nda kapılarını yeniden açtı. Tarihi markanın aynı mekanda açılmasıyla heyecan çanları da çalmaya başladı.
Geçtiğimiz sezon geri dönüşünü yapan modaevi, birçok tasarımcıya mirasıyla hala ilham kaynağı olmakta. Diane von Furstenberg’in geçtiğimiz sene 40. yılını kutladığı wraparound elbiselerden Issey Miyake’nin pililerine kadar tasarımcılara ünlerini bağışlayan birçok tasarımın ilk örneklerine imza atan Elsa’nın mirası artık Marco Zanini’nin emin elleri altında hayatına devam ediyor.
Temalı defileleri düzenleyen ilk modacı olan, sürrealizmi modaya sokmaya çalışan Elsa Schiaparelli’nin tasarımları ve hayatıyla ilgili belgeler Paris Moda Müzesi’nde sergileniyor.
Elsa’nın moda hakkındaki emirleri:
1. Kendini tanı.
2. Renk körü olma.
3. Elbiselerini seçerken yanında asla bir kadın olmasın.
4. Az şey al ama ucuz şey alma.
5. Elbiseyi vücuduna uydurma, ona vüucudunu uydur.
6. Bildiğin yerden alışveriş yap.
7. Ve en önemlisi terzi faturalarını zamanında öde…